Çok Güzel Bir Hikaye - "Önemli Olan Vermektir"
Herkese Merhaba,
Bayramdan beri hiç bir şey yazamadım. Elim nedense bir türlü klavyeye gitmedi.
Ailecek çok güzel bir tatil geçirdik. Dinlenmiş, eğlenmiş ve özellikle çocuğumuzla dolu dolu vakit geçirmekten mutlu bir halde evimize, işimize döndük. Tabi oğlumuz döndüğümüz ve işbaşı yaptığımız için yine çok mutsuzdu. Ama bu aralar mümkün olduğunca onu gezdirip eğlendiğimizden dolayı biraz daha alışmış durumda.
Tatil ve neler yaptığımızla ilgili bir yazıyı eğer karar değiştirmezsem yayınlamayı düşünüyorum:)
Şimdi gelelim konumuza...
Eskiden beri sevdiğim güzel hikayeleri nerede okusam mutlaka birer kopyasını alırdım. Bu hikayelerin bulunduğu bir dosyam vardı ama geçenlerde taşınırken dosyayı bir yerlere kaldırmış, arasam da bulamamıştım. Hafta sonu evdeki yoğun temizlik ve toparlama programı sonrası dosya elime geçti:) Şimdi içinden çok sevdiğim hikayelerden birini sizinle paylaşmak istiyorum. Ben bunu bir dergiden kesmişim. Hangi dergiden kestim hatırlamıyorum ama hikayenin altında anonim yazıyor. Buradan yazan kişiye teşekkürler.
Önemli Olan Vermektir...
Yıllar önce hastanede çalışırken, ağır hasta bir kız getirdiler. Tek yaşam şansı beş yaşındaki kardeşinden acil kan nakli idi. Küçük oğlan aynı hastalıktan mucizevi şekilde kurtulmuş ve kanında o hastalığın mikroplarını yok eden bağışıklık oluşmuştu.
Doktor durumu beş yaşındaki oğlana anlattı ve ablasına kan verip vermeyeceğini sordu. Küçük çocuk bir an duraksadı. Sonra derin bir nefes aldı ve
"Eğer kurtulacaksa veririm kanımı " dedi.
Kan nakli ilerlerken, ablasının gözlerinin içine bakıyor ve gülümsüyordu. Kızın yanaklarına yeniden renk gelmeye başlamıştı ama küçük çocuğun yüzü de giderek soluyordu. Gülümsemesi de yok oldu.
Titreyen bir sesle doktora sordu:
"Hemen mi öleceğim?"
Küçük doktoru yanlış anlamış, ablasına vücudundaki bütün kanı verip, öleceğini sanmıştı.
Sevgi ve Sağlıcakla Kalmanız Dileğiyle:)
İyi Bayramlar
Herkese Merhaba,
Normalde bayramlarda aile,akraba ziyaretleri yapan biz bu sene tatilimiz olmadığından 1 haftalık bayram tatilini, tatil yaparak değerlendireceğiz. 1 hafta internetsiz, bol bol deniz güneş kum gezi ve kitaplarım yanımda olacak. Bu sebeple şimdiden herkesin bayramı kutlu olsun. Umarım herkes güzel bir bayram/tatil geçirir.
Sevgi ve sağlıcakla Kalın:))
Taita
O Bir Efsane Yazar - Clive Cussler
Herkese Merhaba,
Size çok sevdiğim bir yazar ve kitaplarından bahsetmek
istiyorum.
Daha 13-14 yaşlarında canım ablam Kezi sayesinde okuma
aşkıyla yanıp tutuşurken tanıştığım Clive Cussler’ın kitapları hayal gücümü
geliştirmede ve kitap okumayı bana bir kez daha sevdirme de önemli rol oynadı(Kezicim
iyi ki ama iyi ki varsın. Seni Seviyorum).Peki Kimdir Clive Cussler? Hadi
Vikipedi’den yardım alalım ve bu harika yazarın hayatını biraz inceleyelim.
“Clive Cussler (d. 15
Temmuz 1931, Aurora, Illinois) , ABD'li macera romancısıdır. En önemli karakteri deniz
mühendisi, devlet ajanı ve maceracı Dirk
Pitt'tir. Bir diğer karakteri ise Kurt Austin'dir. Yazarın pek çok kitabı arasında Titanik, Altın Buda, Sahra, Valhalla'nın Yükselişi ve Kayıp Kent gibi çok satanlar bulunur.
Hayatı
Clive Cussler, Aurora, Illinois'de
doğdu. Çocukluğu burada geçen yazar iki yıl Pasadena Şehir
Koleji'ne devam ettikten sonra, Kore
Savaşı'nda hava kuvvetlerine girerek, Askeri Hava Nakliyat Servisi'nde
uçuş teknisyeni ve uçak mühendisi olarak görev yaptı. Ordudan terhis olduktan
sonra, ülkenin en ünlü reklam ajanslarından birinde, metin yazarı olarak hayata
atıldı. Birkaç yıl sonra da sanat yönetmenliğine yükseldi.
Hollywood'da
radyo ve televizyon reklam yazarlığı ve yapımcılığı yaptı. Cannes Film Festivali de dahil olmak üzere uluslararası alanda
çesitli ödüller kazandı. Cussler 1965 yılında roman yazmaya başladı. Dirk Pitt'in
maceralarını konu alan ilk romanı 1973 yılında yayınlandı. 1996 yılında yayınlanan ilk belgesel eseri
"Deniz Avcıları", Deniz Koleji Guvernörler Kurulu ve New
York Devlet
Üniversitesi tarafından doktora tezi olarak kabul edildi. Yine aynı eserle
Mayıs 1997'de Edebiyat Doktoru ünvanıyla ödüllendirildi. 1874 yılında kurulan
kolej, o tarihten bu yana bu ödülü ilk kez vermiştir. Cussler'ın en çok satan
16. eseri Atlantis Bulundu Aralık 1999'da G. P. Putnum & Sons
tarafından yayınlandı ve aylarca en çok satan kitaplar listesinde kaldı. 17.
eseri Mavi Altın ve 20. eseri Valhalla'nın Yükselişi Ağustos 2001'de kitap piyasaya
çıkmadan haftalarca önce Amazon.com'un en çok satan kitaplar
listesinde, 1 numaraya çıktı.
Cussler'ın kitapları yüzden
fazla ülkede kırk dile çevrilmişir ve yüz yirmi milyondan fazla, okuyucusu
vardır. Cussler; batık gemileri bulup çıkarmakla, ün salmıştır. Ulusal Sualtı
ve Denizcilik Kurumu'nun (NUMA) kurucusudur. Bu Amerikan denizcilik ve deniz
kuvvetleri tarihi araştırması yapan, kâr amacı gütmeyen bir kuruluştur.
Cussler, denizcilik uzmanı ekibi ve NUMA gönüllüleri tarihi değeri olan
altmıştan fazla, sualtında bulunan batık enkazın yerlerini keşfetmiştir.
Buldukları batıkları kanıtlayıp belgeledikten sonra, bunların çıkarılma
haklarını hiçbir kâr amacı gütmeden, üniversitelere ya da yetkili devlet
kuruluşlarına, devretmektedirler. NUMA, denizcilik tarihi ve bağış yapma
hakkında daha fazla bilgi almak isteyenler için, Eylül 1998'de bir internet
sitesi kurmuştur. Su altında yaptığı olağanüstü keşifler nedeniyle, Lowell
Thomas madalyasıyla ödüllendirilmiştir.
44 yıldır Barbara Knight'la
evli olan Cussler'ın; üç çocuğu ve iki torunu vardır. Karısıyla birlikte; zamanının çoğunu, Colorado dağları
ve Arizona çöllerinde
geçirmektedir.” kaynak vikipedi
Bence yazarın kesinlikle hayranlık duyulacak bir hayatı var. Şu anda 84 yaşında olmasına rağmen hala kitap yazmaya devam ediyor ve maceraya atılmaktan hiç kaçınmıyor:) Müthiş değil mi?
Clive Cussler’ın
Türkiye’de yayınlanan kitapları Altın Kitap’lar tarafından basılmaktadır. Bazı
kitaplarının şu an basımları maalesef yok. Ben Clive Cussler serisi kitapları
tamamlamak için basımları bitmiş kitapları internet aracılığıyla bulup almaya
çalışıyorum. Ya da bu konuda daha önceki yazılarımda bahsettiğim Cağaloğlu’nda
bulunan ‘Yenici Sahaf’tan da yardım alıyorum.
Yazarın bugüne
kadar yazmış olduğu 30’dan fazla kitap var. Ve macera kitaplarını seviyorsanız
mutlaka alın ve okuyun. Hatta nasıl kitapları olduğu hakkında fikir edinmek
istiyorsanız yazarın kitaplarından biri ‘Sahara’ 2005 yılında film olarak
çekildi. Filmi seyrettikten sonra kitapları ve konusu hakkında daha iyi bir
izlenim edineceğinizi düşünüyorum.
Ayrıca
kitaplarını incelemek isterseniz de bu linkten inceleyebilirsiniz.
Ben çoğu
kitabını çocukken okuduğumdan bu aralar tekrar tüm kitaplarını okumaya karar
verdim. Hem okumadığım kitaplarını okumuş, hemde eğer başarabilirsem tüm kitaplarını kütüphanemdeki
yerlerine sırasıyla eklemiş de olurum.
Şu aralar
Clive Cussler-Kutsal Taş kitabını okumaya başladım.
Bunun öncesinde ise Clive
Cussler-Sparta Altınları kitabını bitirdim.
Sparta Altınları Cussler’ın Fargo
serisinden(Fargo serisi kitaplarda Sam ve Remi Fargo isimli bir çift bu serideki
tüm kitapların başkahramanları olduğundan bu seriye Fargo serisi denmiştir) bir
kitap ve 2011 de basılmış. Bu yüzden bu kitabı daha önce okumamıştım. Kitap
yine kurgusu, hikayesi ve heyecan dolu sürekleyici anlatımı ile bir harikaydı. 2
günde bitti. Daha önce okumadığım bir kitap olduğundan ekstra heyecanlı ve iyi
bir başlangıç oldu. Diğer kitaplarını da okudukça daha detaylı olarak burada
anlatacağım.
Siz hiç Clive Cussler'ın bir kitabını okudunuz mu? Okuduysanız eğer yorumlarınızı bekliyorum.
Sevgi ve
sağlıcakla kalın:)
İstanbul Kalem
Herkese Merhaba,
İlginç,renkli kalemleri çok seviyorum. Daha öncede almış olduğum Atatürk'ün imzası bulunan roller kalemden yazdığım bu postta bahsetmiştim. Bu tür değişik, renkli ve ilginç kalemleri çok seviyorum ve almadan duramıyorum.
Turistik bir yerde çalıştığımızdan turistler için yapılmış bir kalem ama ben bayıldım ve hemen bir tane aldım. Aslında kalem seven eşe dosta da uygun fiyatlı bir hediye alternatifi olabilir. Fiyatı da gerçekten çok uygundu. Gerçi ne kadar kaliteli diye sorarsanız kesinlikle fiyatıyla orantılı bir kalitesi var:)Yani kalitesinden çok bir şey beklememek gerekiyor.Nereden aldığımı aldığım yeri, çalışanlarını vs sevmediğimden reklamını yapmamak adına burada yazmıyorum ama eğer beğenen ve nereden aldığımı merak eden olursa bana mail atabilir.
Siz bu güzel kalemi beğendiniz mi peki? Kalemin her iki taraftan da görüntüsünü çektim ki üzerindeki figürleri daha rahat görebilirsiniz.
Sevgi ve sağlıcakla kalın:))
Pencereme Konan Bir Güzel...
Herkese Merhaba,
Bugün biraz canım sıkkın yine kafama bir sürü şeyi takmış bir vaziyette camın kenarında oturmuş
bir şeylere kızar ve söylenirken birden bire bu güzel kelebek camın dışında takılı olan sinekliğe -o anda sineklik açıktı ve geldi tam onun üzerine- kondu.
Ben kelebekleri çok severim. Böcekgiller grubundan en çok sevdiğim bir uğur böceği ikincisi de kelebektir.
Şu kelebeğin güzelliğine bakar mısınız?
Yaklaşık yarım saat boyunca orada kaldı ve arada ben onunla konuştukça kanatlarını açtı kapattı.
Arada bu kanat hareketleri sırasında çekebildiğim kadar çok fotoğrafını çekmeye çalıştım.
Bazen sizinde canınız sıkkın ya da umutsuz olduğunuzda bu tür şeyler gelir mi başınıza? ya da karşılaştığınız bu tür durumlara anlam yükler misiniz? Bazen ben yaparım. Mesela bugün çok narin ve ürkek olan bu hayvan yarım saat dibinde olmama rağmen asla benden kaçmadı. Ben konuştukça kanatlarını hareket ettirdi. Ben sustuğumda o da durdu. Bana ilginç geldi gerçekten. Belki de bu yüzden bu kelebeğin 3. kattaki işyerimin camına çıkmasına takıldım bu kadar:))
Sevgi ve sağlıcakla kalmanız dileğiyle:))
Hot Wheels Çılgın Sharky Sahilde Oyun Setimiz...
Herkese Merhaba,
Uzun zamandır yayınlamayı bekleyen bir post ile karşınızdayım.
Uzun zamandır yayınlamayı bekleyen bir post ile karşınızdayım.
Oğlumun 1 haziran doğum günüydü. Bizden sürekli hot wheels
oyuncaklarından istiyordu. Çok sevdiğim bir arkadaşım bizdeyken de oğlum
muhtemelen bu oyuncaktan istediğinden bahsetti ki doğum gününde arkadaşım
hediye olarak bu oyun setini almış. Aaaa oğlum da uzun süredir bundan istiyordu
teşekkür ederim dediğimde; “ Biliyorum istediğini geçenlerde ben sizdeyken
bundan istiyorum diyince aklıma geldi ve bende bu çok güzeldi bunu aldım”
şeklinde bir sürpriz yaptı oğluma ve oğlum gerçekten çok ama çok sevindi. Hatta
hediye paketini açtığında mutluluktan yaptığı şımarık ve komik dansı o anda
telefonumun şarjı olmadığından videoya çekemedim ama hala hafızamda ve hala
aklıma geldikçe gülüyorumJ
Oğluşumun bu aralar favori oyuncağı. Birlikte ya da yalnız
çok güzel oynuyor ve hiç sıkılmıyor. Geçen gün arkadaşıyla birlikte de uyum
içerisinde oynadılar ve çok mutlu oldular. Kırmızı hot wheels arabasından 1
tane vardı ve bu yumurcakların ikisi de kırmızıyı çok sevdiğinden o arabayı
paylaşma sırasında biraz sorun çıksa da kırmızı arabayı ortamdan uzaklaştırarak
hemen orta yol bulundu ve biraz sitemkar da olsa oyuna geri döndüler:) Gerçi araba kırmızı
olmasa da çocukları bilirsiniz. Biri bir şey aldığında eline diğeri onu o anda
istemese bile kıymete binip hemen ortalık karışabiliyor:)
Bu oyuncağın güzel bir tarafı resimlerden de göreceğiniz
üzere kolay bir şekilde katlanıp çanta şekline giriyor ve çok fazla yer
kaplamıyor olması. Anne babalar için ise yüksek sesle köpek balığının farklı farklı şeyler söylüyor olması. Ama yalan değil bir süre sonra alışıyorsunuz köpek balığının çıkardığı seslere. Oğlum ise bayılıyor şüphesiz:))
Ayrıca içerisinden
sadece 1 adet hot wheels arabası çıkıyor. 1 tane maalesef bu oyun setinde tek
çocuk oynadığında sorun olmayabilir ama 2-3 çocuk oynadığında yetersiz kalıyor.
Onun içinde uygun fiyatlı 3’lü hot wheels oyun setleri arabası var onlardan
aldık ve böylece oğluşumun 4 adet hot wheels arabası oldu. Ayrıca kutusunda
“Diğer hot wheels oyun setleri/yarış setleri ile birleştirilebilir yazıyor.
Oğlu olanlar az çok bilirler hot wheels oyun setlerinin çok farklı çeşitleri
var. Muhtemelen bunlarla bağlantı yapılabiliyor.
Şimdi de bizden kumbarasında biriktirdiği paralarla bir tane
de soğuk ve sıcak suya göre renk değiştiren arabaların olduğu sulu hot wheels oyun setlerinden istiyor.
1 tane oyun seti olduğundan 2. Sini alıp almamakta
kararsızız ama bazen kumbarasındaki paraların bir kısmı ile ona oyuncak seçme
ve alma hakkı tanıdığımızdan seçim aşamasında maalesef karışamıyoruz.
Biz yaklaşık bir yıldır eşimle kumbara yöntemini
kullanıyoruz. Her akşam eve geldiğimizde cüzdanımızdaki bozuk paraları oğlumuza
veriyoruz ve kumbarasına atıyor. 1 ayın sonunda parası birikmiş ve kumbarası
dolmuş oluyor. Bu süre zarfında da bizden sürekli değişik oyuncaklar talep
ediyor ama biz ona hem sabretmeyi öğrensin hem de istediği her şeyin o anda
olamayacağını bilmesi açısından bizden her oyuncak istediğinde kumbarasındaki
paraların yeterli derecede birikip birikmediğini kontrol etmesini istiyoruz.
Kumbarasının kapağını açıp baktığında kumbarası dolmamışsa yeterli paranın
birikmediğini kendi de anlıyor zaten ama ertesi gün yine oyuncak istemeye devam
ediyor o ayrı tabiJ
Bu arada eski oyuncaklarını da semtimizde bulunan oyuncak kumbaralarına
koyuyorum ya da ihtiyacı olan çocuklara veriyorum.
Siz çocuğunuz sizden oyuncak istediğinde ona nasıl
yaklaşıyorsunuz merak ediyorum?
Sizce bizim tutumumuz/yaklaşımımız konusunda ne düşünüyorsunuz onu da merak ediyorum tabiJ yorumlarınızı
bekliyorum…
Sevgi ve sağlıcakla kalın:)
Çok Güzel Bir Sahaf – Cağaloğlu Yenici Sahaf
Kapalı çarşı taraflarında çalıştığımdan ve kitapları da çok sevdiğimden sık sık Beyazıt Kitapçılar Çarşısına ve bazen de yolum düştüğünde Cağaloğlu tarafındaki kitapçılara uğrarım. Beyazıt Kitapçılar Çarşısına eskisi kadar sık uğramıyorum. Sebebi hem yeni bir yer keşfetmem hem de bazen piyasadan bile pahalı kitap satmaları. Yaklaşık 3-4 ay önce Cağaloğlu’ndan Eminönü’ne inmeye çalışırken kaldırıma koyduğu eski kitapları görünce dayanamadım ve girdim Yenici Sahaf’a. İçerisi binlerce eski ama çoğu çok iyi durumdaki kitaplarla dolu. Fiyatlar deseniz inanılmaz ucuz. Ben sevdiğim yazarları ve tarzı söylediğimde kitapçının sahibi bana yüzlerce kitap çıkardı. Aralarında almak istediğim ama alamadığım o kadar çok kitap vardı ki anlatamam. Deliye döndüm resmen. Bu kaça? “3 lira”. Peki bu? “5 lira”. Peki Peki bunlar? “tanesi 8, 3tanesi 20 lira”. O günden beri aldığım bazı kitapların resimleri aşağıda. Sizin de resimlerde gördüğünüz üzere kitaplar tertemiz. Poşetinde internet sitesinin adresi de yazıyor ama ben internette bu adresi arattığımda maalesef herhangi bir site çıkmadı. Ama sanırım nadirkitap.com’da kitaplarını satıyormuş bir yerde öyle okudum.
Arada bazı internet sitelerinden de indirimler yapıldığında kitap
alışverişim oluyor ama bazen kitapları elleyerek, kitap kokusunu içime çeke
çeke kitap satın almak istiyorum. İşte böyle durumlarda uğrak adresim Yenici
Sahaf oldu artık.
Wilbur Smith'in 'Leopar Karanlıkta Avlanır' isimli kitabı ilk basım denk geldi ve inanılmaz güzel korunmuş kitap. Bir Wilbur Smith hayranı olarak bütün kitaplarını sevgili yengem sayesinde seneler önce okumama rağmen şimdi bende kütüphanemde koleksiyonunu yapıyorum ve en kısa sürede yeniden tüm kitaplarını okumaya başlayacağım.
Kitabın üstünde yazan fiyat etiketini görebildiniz mi? KDV Hariç: 1800 TL, KDV Dahil: 1980 TL yazıyor:)
Yerini merak edenler için yeri Cağaloğlu yokuşunda Cağaloğlu
metro çıkışının biraz üst tarafında kalıyor. Metro’nun karşı tarafındaki
kaldırıma geçip biraz yukarı yürüdüğünüzde Yenici Sahaf’ı sağ tarafınızda
göreceksiniz. Ya da bulamazsanız orada hangi esnafa sorsanız size gösterirler
zaten.
Sevgi ve sağlıcakla kalın:))
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)