4 Yaş Üstü Kitap Önerileri – 2

gergedanlar krep yemez


Gergedanlar Krep Yemez

Gergedanlar Krep Yemez kitabını uzun süredir Demir’e almak istiyordum ancak önce kitaplığındaki tüm kitapları okumayı bitirmek istedim. Bazen bir kitabı 10 akşam üst üste okuyabiliyoruz. Taktı mı takıyor küçük adam. Bende bu duruma çok ses çıkarmak istemiyorum çünkü daha önce de yazdığım gibi her kitabı onun kişisel gelişim alanlarından birini desteklemeye yönelik almaya çalıştığım için sabırla kitabı sindirmesini bekliyorum.

Geçen gün odasında derleme toparlama temizlik çalışmaları yaparken kitaplığına da bir göz atmak istedim ve tüm kitapları okuduğumuzu fark ettim.  Demir okuldan gelince de masaya oturduk ve daha önceden onun için hazırladığım kitap listesinden 5 tane kitap seçmesini ve bu kitapları ona alacağımı belirttim. Tabi listeden seç demedim. Açtım internetten kitapların görsellerini ve görsellerine bakarak seçmesini istedim. Demir’in en sevdiği hayvan ilginçtir ki Gergedan. Evet yanlış okumadınız. Nedendir bilinmez adamın gergedanlara özel bir ilgisi var. Tabi Gergedanlar Krep Yemez kitabının kapağını görünce ilk seçtiği bu kitap oldu.

İyi ki de almışız diyorum. Hem Demir hem ben kitaba bayıldık. Kitap ta; kendisini dinlemeyen anne ve babasının eve bir gergedanın girdiği ve bütün krepleri yediğine de inandıramayan küçük bir kızın hikayesi anlatılıyor. Çocuklarını etkin bir şekilde dinlemeyip “hı hı, tamam, evet seni dinliyorum” diyip aslında çocuklarını dinlemeyen anne babalara da gönderme yapan bu kitap aslında günümüzdeki en büyük iletişim problemi olan ‘KARŞINDAKİNİ DİNLEMEME’ ye de ışık tutuyor.
Demir kitabı bitirdikten sonra onu her zaman can kulağı ile dinlediğim için bana teşekkür etti. 

Cümleleri ise şöyle oldu:

Demir: Benim annem her zaman beni dinliyor değil mi anne
Ben: evet oğlum her zaman seni dinliyorum
Demir: teşekkür ederim anne  
Ben: rica ederim oğlum. Seni seviyorum
Demir: bende seni anneeeeee J

Buyurun tanıtım bültenine;

Gergedanlar Krep Yemez

Yayın Evi: Pearson Education Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 30
Yazar: Anna Kep – Sara Ogilve
Fiyat: 9 – 13 tl arası

"Annenin ve babanın, seni çok sevdiklerini bilmene rağmen, bazen söylediğin şeyleri dinlemediklerini hissettiğin oldu mu?
Begüm de annesi ve babasının bazen onu dinlemediğini düşünürdü. Hatta bir gün akvaryumdaki balığın kendisiyle konuştuğunu söylediğinde veya uzaylıları gördüğünü anlattığında sadece kafalarını sallayıp "Evet tatlım, çok güzel" ya da " Bunu daha sonra konuşalım mı?" diyerek onu dinlememişlerdi.
Bir gün Begüm'ün anlatacak çok önemli bir şeyi oldu ve yine her zamanki gibi kimse onu dinlemedi.
Ne mi oldu…"

Sevgi ve sağlıcakla kalın...

4 Yaş Üstü Kitap Önerileri – 1

Rengini arayan Pudra


Zürafa Fazi ve Rengini Arayan Pudra

Bu iki güzel kitabı Demirden çok ben seviyorum desem yeridir. Çünkü her iki kitapta da kendimizi olduğumuz gibi sevme ve farklılıklarımızla herkesi kabul etme mesajları o kadar güzel veriliyor ki, Demir ile kitap okuma saatlerimiz bittikten sonra yaptığımız sohbetlerde bunu anladığını ve bana bu konuda doğru soruları sorduğunu görünce mutlu oluyorum. Kitapların tanıtımı için ben kitap arkasındaki tanıtım yazılarından faydalanacağım çünkü özellikle çocuk kitaplarında üzerine çok fazla bir şey söylemeye gerek yok diye düşünüyorum.

Zürafa Fazi

Yayın Evi: Yapı Kredi Yayınları
Sayfa Sayısı: 40
Yazar: Filiz Özdem
Fiyat: 5 -7 tl arasında

“Herkesin vardır bir farklılığı, bazen başkalarının kusur sandığı…

Zürafa Fazi’nin derdi boyundan büyükmüş. Çünkü hiç beğenmiyormuş kendisini. Okulda kim bir araya gelse, yalnız gördükleri arkadaşlarıyla alay ediyormuş. Ne de olsa devenin boynu bile eğriymiş; kirpinin dikenleri, karganın sesi, leyleğin bacakları, filin hortumu, ayının tombulluğu, karıncanın küçüklüğü derken saymakla bitmiyormuş alay konuları… Bunu fark eden Fazi, dâhice bir çözüm hayal etmiş. Hayal ettikçe güzelleşmiş. Güzelleştikçe boynu dikleşmiş. Gözleri ışıl ışıl parlamış.

Filiz Özdem’den, kendisine güvenmeyi öğrenen küçük zürafanın hikâyesi… Dostluk, dayanışma, paylaşma, yaratıcılık, hayal kurma üzerine kurulan Zürafa Fazi hem küçüklerin hem de büyüklerin çok seveceği bir “farkındalık” kitabı. Buket Topakoğlu’nun yarattığı Fazi karakteri ise herkesin gönlünü çelecek.”

Rengini Arayan Pudra

Yayın Evi: Günışığı Kitaplığı
Sayfa Sayısı: 32
Yazar: Betül Sayın
Fiyat: 7-10 tl arası


"Küçük Beyaz Yarasanın Sürprizli Keşif Yolculuğu!"

“Arkadaşlarından çok farklıydı Pudra. O bembeyaz bir yarasaydı. Arkadaşları gibi olmak için neler denemedi ki: Karga tüyleri taktı üstüne, dumanların arasında dolaştı. Ama çare bulamadı beyazlığına. Bir gün, kendi gibi beyaz arkadaşlar bulmak uğruna evinden uzaklara uçtu. Bu yolculukta neler neler geldi Pudra’nın başına…”

Sevgi ve Sağlık ile kalın...

Çocuklar İçin Evde Yüz Boyası, Sulu Boya, Parmak Boyası ve Tuz Seramiği Hazırlama



Herkese Merhaba,


Çocuklar için piyasada birçok marka, boy ve kalitede satılan hazır boyaları kullanmak istemeyen titiz anneler için evde yapılabilecek sulu boya, yüz boyası, parmak boya ve tuz seramiği tariflerini aşağıda sizlerle paylaşacağım. Yapımları çok kolay ancak yine de özellikle küçük çocukların kullanımları esnasında başlarından ayrılmayın derim ben. Ben bu malzemelerden sadece evde tuz seramiğini yaptım ve oğlumla çok güzel şekiller verip sonra kurumasını bekledik birkaç gün. Tamamen kuruduktan sonra da odamızda bir yer seçip onları orada ‘Demirin Seramik Köşesi’ adı altında sergiledik. Demir çok eğlendi. TavsiyemizdirJ

Yüz Boyası

Malzemeler:

*1 çorba kaşığı mısır nişastası
*1/2 çorba kaşığı nemlendirici krem
*1/2 çorba kaşığı su
*1 çay kaşığının ucuyla gıda boyası

Yapılışı:

Krem ve mısır nişastası bir kapta karıştırılır. Bu karışıma su ilave edilip tekrar karıştırılır. Daha sonra istenilen renkte gıda boyası katılır. Malzemeleri iyi karıştırmaya özen gösterilmelidir. Yüz boyanız hazır.
Not: Yüz boyası 2. günden sonra kullanılmamalıdır.

Parmak Boyası

Malzemeler:

*1 ölçü çamaşır kolası
*1 ölçü soğuk su
*2 ölçü sıcak su
*1/2 ölçü toz sabun
*1 çay kaşığı talk pudrası
*1 çay kaşığı gıda boyası

Yapılışı:

1 ölçü çamaşır kolası, 1 ölçü soğuk suda eritilir. Kaynamakta olan 2 ölçü suya devamlı karıştırarak ve azar azar ilave edilip berraklaşıncaya kadar pişirilir. Talk pudrası, toz sabun, gıda boyası ilave edilir. Soğumaya bırakılır. Parmak boyanız hazır…

Sulu Boya

Malzemeler:

*2 çorba kaşığı sıvı çamaşır kolası
*4 çorba kaşığı su
* toplam 250 g gıda boyası çeşitli renklerde
*yarım çorba kaşığı sabun tozu

Yapılışı:

2 çorba kaşığı sıvı çamaşır kolası, 4 çorba kaşığı su ile karıştırılır. Yarım çorba kaşığı toz sabun eklenerek kıvamlı bir karışım elde edilir. Kaplara bölüştürülerek istenilen renklerde gıda boyası eklenip renklendirilir. Boyanız hazır…

Tuz Seramiği

Malzemeler:

*2 çay bardağı un
*1 çay bardağı tuz,
*1 çay bardağı su
*2 damla sıvı yağ
*Gıda boyası

Yapılışı:

Bir kap içine 2 çay bardağı un, 1 çay bardağı tuz, 2 damla sıvı yağ ve 1 çay bardağı su konularak yoğurulur. Renkli tuz seramiği hazırlanmak istenirse gıda boyası ile renklendirilebilir.
Not: kurumaması için tuz seramiği poşete sarılarak buzdolabında saklanabilir.

Sevgi ve Sağlıcakla Kalın...

Not: Resim internetten alıntıdır.


Kitap Yorumu - Leyla'nın Evi, Zülfü Livaneli


Leyla'nın Evi



Herkese Merhaba,

Leyla’nın Evi Zülfü Livaneli’nin okumuş olduğum 5. Kitabı. Böylesine usta bir yazarın 5 tane kitabını okumuş olmak benim için bir gurur kaynağı. Neden bütün yazdığı kitapların hepsini okumadığımı merak ediyorsanız da hepsini bir kerede arka arkaya okumaya kıyamıyorum da o yüzden. Yani sanki tüm kitaplarını okursam çok büyük bir boşluğa düşecekmişim gibi bir hissiyat var içimdeJ Tüm kitapları kütüphanemde mevcut ama ben aralara serpiştirerek okuyorum kitaplarını. Örneğin her ay 1 kitabını seçip okumak gibi…

Zülfü Livaneli bence bizim edebiyatımızdaki en güçlü kalemlerden biri. Anlatmak istediğini o kadar güzel anlatıyor ki insanın içine dokunuyor resmen. Bugüne kadar sırası ile yazmam gerekirse;

1-Son Ada
2-Bir Kedi,Bir Adam,Bir Ölüm
3-Arafat’ta Bir Çocuk
4-Serenad
5-Leyla’nın Evi

Kitaplarını okudum ve hepsini çok ama çok sevdim. İçlerinde ise favorim tabi ki birçok insanında olduğu gibi Serenad.

Leyla’nın Evi ise yine bir baş yapıt bence. Tarihle iç içe geçmiş, tarihimizin acı veren bir dönemini de içeren sürükleyici anlatımıyla tam bir tarih, aşk, yer, yurt, ev romanı. Kitabı okumayanlar varsa diye kitabın konusunu derinlemesine anlatmayacağım burada. Alın ve okuyun diyorum. Hatta bugüne kadar hiçbir Zülfü Livaneli kitabı okumadıysanız mutlaka en kısa sürede edinin ve okumaya başlayın. Ben onun kitapları ile çok geç tanışmanın verdiği bir burukluk yaşıyorum içimde. Ama olsun iyi ki onun kitaplarını okumuşum ve Allah ona ömür sağlık versin ki bizlerde onun varlığını hep hissedelim yüreğimizin bir yerlerinde.

Siz daha önce hangi Zülfü Livaneli kitaplarını okudunuz ve favori sıralamanız nasıl merak ediyorum.
Ayrıca bundan sonra hangi kitabını okumalıyım tavsiyelerinize açığım çünkü hepsi birbirinden değerli ve güzel olduğundan ben seçim yapmakta zorlanıyorum açıkçası.


Şimdilik sevgi ve sağlıcakla kalın… 

‘SabitFikir 2014’ün Öne Çıkan 50 Romanı’ ve ‘Galiz Kahraman’ Kitap Yorumum…


galiz kahraman


Herkese Merhaba,
İhsan Oktay Anar’ın ilk kez bir kitabını okudum; ‘Galiz Kahraman’. Kendisi ile Sabit Fikir Dergisi’nin ‘SabitFikir 2014’ün Öne Çıkan 50 Romanı’ yazısını incelerken tanıştım. Bu 50 kitabın seçilme serüveni ise şöyle;

“E-postalar, onlarca telefon konuşması ve bir süre sonra yapboza dönen tablo çalışmaları sonucunda (yorgun ve) gururluyuz. İşte 2014 yılının "öne çıkan" 50 romanı!

Söz konusu liste, bu yıl içinde basılan binlerce roman arasından hangilerinin öne çıktığını göstermek için hazırlandı. Bu yıla dair bir bellek oluşturmak niyetiyle. Edebiyat dünyasının ortak sesini sunabilmek için... Ama, mutlak anlamıyla "en iyi"leri göstermek amacıyla, hiç değil. Çünkü, edebiyatın içinde nefes alan bir ekip olarak, yazının numaralanıp sıralanamayacağını, dışarıda kalanın içeridekinden pek çok açıdan daha iyi olabileceğini; içeride olanın bile hakkaniyetle değerlendirilemeyeceğini ve hatta belki de, dışarıda kalan o bir tanecik romanın gelecek yüzyıllara kalacak yegane yapıt olma olasılığını barındırdığının farkındayız elbette.

Yerli romanların ağırlığı

Yılın öne çıkan romanlarını belirlemede dördüncü yılımız. Geriye dönüp baktığımızda, ilk iki yılın listesinde telif romanlar ile çeviri romanların neredeyse eşit sayıda yer aldıklarını görmüştük. 2013 yılında ise, özellikle listenin ilk sıralarında yerli romanların bir ağırlığı vardı; benzer bir durum 2014 listesi için de geçerli. Listenin genelinde yerli-yabancı dengesi fark edilirken, listenin ilk sıralarında yine yerli romanların ağırlığı hissediliyor.

Türkçede ilk kez

Bu yıl, örneğin Norman Mailer’ın Amerikan Rüyası, Kazuo Ishiguro’nun Öksüzlüğümüz gibi romanlar da bu listeye katkıda bulunan kimi isimlerin aklına gelen romanlardan bazılarıydı; ama bu kitapları listemizde göremeyeceksiniz. Çünkü biz sadece Türkçede ilk kez basılan kitapları listeye dahil etmeyi tercih ettik. 

Son bir not: Kasım 2013 ile Kasım 2014 tarihleri arasında yayımlanmış 50 romanı, 60 isim belirledi. Herkes kendi 10 kitabını önerdi ve ortaklıklar üzerinden, ortaya bu liste çıktı. Yani seçicilerin her biri, tüm listeden sorumlu değil. Hatta, belki de, bir seçicinin hiç mi hiç beğenmediği bir kitap bu listeye en tepeden girmiş olabilir. Ne ki, bu bizim gözümüzde, kaçınılması gereken bir durum değil.

Kimler seçti?

A. Ömer Türkeş,  Abidin Parıltı, Ahmet Ergenç, Ali Bulunmaz, Altay Öktem, Arzu Erol, Asuman Kafaoğlu-Büke, Aykut Ertuğrul, Aysu Önen, Bâki Asiltürk, Bedia Ceylan Güzelce, Behlül Dündar, Burcu Arman, Burcu Bayer, Bülent Usta, Cemil Kavukçu, Ceyhan Usanmaz, Cihan Akkartal, Elif Bereketli, Elif Tanrıyar, Eray Ak, Ersan Üldes, Faruk Duman, Ferhat Uludere, Fisun Yalçınkaya, Gökçe Gündüç, Gülenay Börekçi, Halil Türkden, Handan İnci, Hande Gürses, Hande Öğüt, Hasan Cömert, Hayati Roman, Haydar Ergülen, Hikmet Hükümenoğlu, Hilmi Tezgör, İpek Şoran, Kaya Genç, Kıvanç Koçak, küçük İskender, Lal Laleş, Levent Cantek, Mert Tanaydın, Müge Gürsoy Sökmen, Müge Karahan, Nazan Maksudyan, Nilay Kaya, Onat Bahadır, Oylum Yılmaz, Sabri Gürses, Selçuk Uygur, Semih Gümüş, Sevin Okyay, Sibel Oral, Süha Oğuzertem, Süreyyya Evren, Tanıl Bora, Yankı Enki, Yekta Kopan, Yenal Bilgici.

Buraya tıklayarak bu yazının tamamına ve 50 kitabın tam listesine ulaşabilirsiniz.

Ben bu seneki okuma listemi ve aldığım kitapları derlerken bu listeden birçok kitap ekledim kendi 2015 okuma serüvenime. Sebebi de bu listeyi oluştururken danışılan sevdiğim birbirinden değerli edebiyat adamlarının seçimlerine olan güvenim ve okuma alışkanlığımda biraz farklılık arayışım oldu.
Galiz Kahraman’a dönecek olursak; Bu kitabı nasıl anlatsam bilemiyorum açıkçası. Neden derseniz beğenip beğenmediğime de karar verememiş olmam. Öncelikle kitabın yazım dili değişikti. Kitapta satır aralarına gizlenmiş günümüze ya da dönemimize ait göndermeler güzeldi. Ama işte kitap pek bana hitap etmedi diyelim. Bitirdim ama sonlarına doğru çok sıkıldım açıkçası.

İhsan Oktay Anar’ın mutlaka başka kitaplarını da alıp okuyacağım ileriki zamanlarda.
Sizler bu kitabı okudunuz mu ve düşünceleriniz nelerdir merak ediyorum.


Sevgi ve sağlıcakla kalın…

Kitap Severe Kitap Hediye Edilir :)

Herkese Merhaba,

Yılbaşında çok sevdiğim iki arkadaşımdan iki çok değerli hediye aldım. O dönemde postu yazdım ama yayınlamayı unuttum maalesef. Neyse çok geç değil henüz:)
Bu güzel hediyeler iş yeri adresime gönderilmişti ve hem sürpriz oldu benim için hem de iki hediye de beni çok ama çok mutlu etti.

İlki benim için çok değerli bir dost olan Hatice'min bana hediyeleri idi;

milenaya mektuplar

Kafka setini ve ayrıca Satranç ile Hayvan Çiftliğini almak nereden aklına geldi bilmiyorum ama bu kitapların hepsi alınacak ve okunacak kitaplar listemde olmasına rağmen fırsat bulup ta alamadığım kitaplardandı. Gerçekten çok mutlu oldum. Buradan ona bir kez daha teşekkür etmek istiyorum.

İkincisi ise yine çok değer verdiğim dostlarımdan Alev'in Taksim'e gittiği ve oradaki kitapçılardan birine uğrayıp kendine kitap alırken beni de unutmayıp aldığı bu 3 güzel kitap oldu:)

alper canıgüz

Fatma Akerson ve Alper Canıgüz isimli yazarları her ne kadar daha önce duymadıysam da kitaplar ve yazarlar hakkındaki yorumlar güzel. Kendimi bu yazarları tanımadığım için esefle kınadım gerçekten:) En kısa sürede okuma listeme bir bir dahil olacak hepsi. Alevciğim teşekkür ederim canımmm:)

Bu harika kitapta bir doğum günümde Özlemimden hediye gelmişti bana;

hayatın kaynağı

kitabın kalınlığından bir türlü cesaret edemesem de bu güne kadar en kısa sürede bu harika kitabı da okumayı planlıyorum:) Canım dostuma da bir kez daha teşekkür ederim bu güzel hediyesi için.

Evet beni en çok mutlu eden hediyeler içerisinde kitap olan hediyelerdir. Çoğu zaman gelen hediyeleri hatırlamam, unuturum ama gelen hediye kitaplarsa asla unutmam. Kitap sever birine alınacak en değerli hediyedir bir kitap:)

Bol okumalı, aydınlanmalı güzel günler diliyorum herkese...
Sevgiler:))




Kadına Şiddete Hayır!!!






Herkese Merhaba,

14 Şubat gece yarısından beri ben perişan bir haldeyim. Bir kaç öküz haricinde bir çok kadında benim gibi eminim. Ben ne zaman bu tür bir haber okusam yıkılıyorum. Günlerce uykum kaçıyor. Hassas bir bünyem var. Belki yetiştirilme tarzımdan ya da her kadının başına gelen taciz olayları benimde başıma geldiğinden. Burada başımdan şu geçti bu geçti diye taciz edilme detaylarımı paylaşmayacağım çünkü detayın çokta önemli olmadığını düşünüyorum. Önemli olan kadına yapılan bu çirkin eylem, kadını küçümseme ve sindirme-korkutma-aşağılama davranışının kendisi.

Eskiden ben küçükken otobüste yolda vs başıma bir taciz etme olayı geldiğinde susardım. Ama daha o yaşlarımda sustuğum için kendimden nefret ederdim. Günlerce kendimle kavga eder ve kızardım kendime. Ama yaşım ilerledikçe, üniversitede ailemden ayrılıp bu koca şehre(Bursa'dan-İstanbul'a) geldiğimde artık yalnızdım ve birden büyümüştüm. Başıma otobüste ya da yolda ya da herhangi bir yerde bu tür bir olay geldiğinde artık susmuyordum. Olağanca gücümle elimden ne geliyorsa ardıma komuyordum artık. Ama nereye kadar... İşte bende Beren Saat'in de yazdığı gibi 'ucuz kurtulan' kesimde kalan kadınlardan biriymişim meğer.

Ben yaşanan olayların detaylarına inildikçe kanımın damarlarımdan çekildiğini hissediyorum. Bu tür insanlarla aynı havayı solumak beni hasta ediyor. Sanki o hava zehirli ve nefes aldıkça kanıma o zehir karışıp beni öldürüyor yavaş yavaş. Yaşanan olay şiddet, vahşet, taciz, tecavüz... Sevgili Özgecan, sen şimdi bir melek oldun. Keşke bunların hiç birini yaşamasaydın. Keşke hala yaşıyor olsaydın:((

Burada olay ailelere, anneler ve babalara düşüyor. Annem hep bizim için (2 abim ve ben) "hiç bir zaman çok paraları malları mülkleri olsun diye sizin arkanızdan, sizin için dua etmedim. Evlatlarım için hep tek duam vardı. Allahım evlatlarımı iyi olan insanlardan eyle ve onları tüm hayatları boyunca iyi ve insan kıymeti bilen insanlarla karşılaştır."

Şimdi bende bir anneyim ve bende evladım için benzer duayı tekrarlıyorum. Ona bakınca içim titriyor ama 'insan' olması için gerekirse zalim ve katı da davranıyorum.
Eğitim ailede başlar sözü çok doğru. Evlatlarımızı kız erkek ayrımı yapmadan insan gibi ve merhametli yetiştirelim. Yeri geldiğinde haklarını savunsunlar ama kimsenin hakkını yemesinler. Erkek olduğu için yüceltip kız olduğu için ezmeyelim. Hepsine eşit davranalım. Ayrıca çocuklar ne söylediğimizden çok ne yaptığımızı daha çabuk öğrenen ve bizi taklit eden varlıklar. Bu sebeple burada işin çoğu babalara düşüyor. Babalar eğer annelerine gerçekten iyi ve kıymetli bir varlık olarak davranırsa evlatları da ileride karşılaştığı her bayana (arkadaşı, sevgilisi,eşi,kız kardeşi, kuzenleri vs) aynı hassasiyetle yaklaşır inanın.
Bu konuda öncelikle kısa vade de çok caydırıcı yasa değişikliğine gidilmeli. Sonrasında geniş vadeli olarak düşünürsek te gerekirse il il tüm ailelere zorunlu eğitimler verilsin. Yaşlı/genç denilmeden herkes bu eğitimleri alsın. Kamu spotları oluşturulsun ve yaygınlaşsın. Polisler aile içi şiddet vakaları bile olsa daha hassas ve daha caydırıcı yaklaşsın. Okullarda hatta ana okullarında cinsiyet ayrımına/kadına şiddete karşı eğitim ve görsel çalışmalarla çocukların bilinç altına işlensin.

Artık ülkemde kadınlar içinde somut adımlar atılsın. Biz başka Özgecanları kurban vermek istemiyoruz. Başka anaların babaların gözü yaşlı arkada kalmalarını istemiyoruz artık. Yeter artık yeterrrr..

Eğer biraz sevgi, hoşgörü ve sıcaklık kaldıysa sizi bulması umuduyla...
hoşçakalın..




Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...