Herkese Merhaba,
Lydia Millet'in 'Benim Mutlu Hayatım' romanı bu yılın ve ayın 5. kitabı. 1 Günde bulabildiğim tüm boş zamanlarımda elimden bırakmadan okuyup bitirdiğim bir kitaptı. Ve iyi ki okumuşum diyorum. Kitap konusu ve anlatış tarzıyla beni benden aldı. Arada sırada dönüp kendi yaşantıma bakmama ve hayatımı sorgulamama sebep oldu. Zaman zaman beni üzüp duygulandırdı, zaman zaman da gülümsetti. Bir kitapta bu kadar çok duygunun barınabildiği ender kitaplardan bence 'Benim Mutlu Hayatım'. Ya da benim okuduğum kitaplar arasında diyelim. Konusuna gelirsek; Akıl hastahanesinde kalan ve hastahanenin taşınmasıyla kilitli bir oda da unutulan bir kadın(ismi yok), onu unuttuklarını ve dönmeyeceklerini anlayınca duvarlara hayatını yazmaya başlıyor. Birden akıl hastahanesinden kadının bebekliğine, çocukluğuna iniyor ve o anda sarsılmaya başlıyorsunuz. Kitap ilk sayfası hatta ilk cümleleri ile sizi esir ediyor. Daha sonrasında yaşadığı hayat, başına gelen korkunç olaylar karşısındaki düşünce tarzı ve olaylara bakış açısı sizi derinden etkiliyor. Aklının çok çalışmadığının farkında ve bunu da sık sık romanda dile getiriyor ama diğer taraftan da başına gelen korkunç olaylara zihninden ilginç hikayeler uydurarak onları kabullenişi, kitabın da adındaki ironi ile kahramanın mutlu hayat tablosunu çiziyor bize. Bu tür kitaplar beni hep kendi hayatımı, şikayetlerimi, mutsuzluklarımı, mutluluklarımı irdelemeye iter. Ve böyle de oldu gerçekten.
Kitabın arka kapağına göz atmak isterseniz buyurun;
"""Benim Mutlu Hayatım akıl hastalarının kaldığı metruk bir hastanede kilitli bir odada terk edilen isimsiz bir kadının öyküsü. Vaktini anılarını duvarlara yazarak geçiren anlatıcı, benzersiz bakış açısıyla afallatır okuru. En acı olayları anlatırken bile süslü, dolaylı ifadelere sığınmaz, yeri geldiğinde dalgasını da geçer ve gülümsetir onun dünyasına bakanı.
Pulitzer adayı ve PEN Ödülü sahibi yazar Lydia Millet, zalim bir dünyada ne olursa olsun yaşama tutunan isimsiz kahramanının "mutlu" hayatını cesur ve açık sözlü bir üslupla aktararak okuyanda derin bir iz bırakıyor.
"... Evrenin benim göremeyeceğim kadar sonsuzluğa uzadığı kesindi. Evrenin sonunda, her şeyin sonunun ötesinde, hiçliğin ne olacağını hiçbir zaman idrak edemedim. Bu konu beni her zaman aştı. Ama mutlu geçen hayatım boyunca sahip olduğum en güzel fikir, bunu anlamaya çalışmaktı. Evrenin sonu ve yok olmak, her iki durumda sonsuzluk içinde."
"... Altınla resmedilmiş bir kabus... Kelimelerden örülmüş sıcacık bir koza."
-Entertainment Weekly-
"Millet'in hüzünlü ve dokunaklı romanı... olağanüstü bir eser."
-Publishers Weekly-
"""
Bu kitabı seçmemdeki etkene gelirsekte arka kapak yazısı ve bir de bu romana verilen ödül almama etken oldu diyebilirim ve iyi ki de alıp okumuşum bu güzel kitabı. Kesinlikle tavsiyemdir.
Sevgi ve sağlıcakla kalın...
Merhaba, blogunuzu okumak çok keyifli bende bu tür kitapları okuduğumda hayatımı sorgularım bu tarz da tavsiye edebileceğiniz başka kitaplar varsa paylaşırsanız sevinirim, sevgiler.
YanıtlaSilMerhaba, Teşekkür ederim:) Şu an size bu tarz kitap önerisi olarak aklıma gelenler; Doğan Cüceloğlu'ndan Bir Kadın Bir Ses ve Canan Tan'dan Pembe ve Yusuf olabilir. Bu iki kitapta tür olarak Benim Mutlu Hayatımdan farklılar ama her 3 kitapta da bir kadın olarak diğer kadınların yaşadıkları hayatları okuyup bazen halinize şükrediyor, bazen onlara kızıyor ve bazen de hak veriyorsunuz. Tabi bu aşamada biraz da kendi yaşamınızı da sorgulamış oluyorsunuz aslında. Eğer aklıma gelen başka kitaplar olursa bu yazının altına yorum olarak yazarım tekrar. Sevgiler...
YanıtlaSililginiz için çok teşekkürler, aklınıza gelirse paylaşırsınız :)
YanıtlaSil