Evde Oyun Var - Count And Colour Tower

Herkese Merhaba,

Geçen seneye kadar Mothercare'in oyuncak ve kıyafet bölümüne çok sık uğrardım. Demir 4 yaşın üzerine çıkınca hem kıyafet olarak hem oyuncak olarak artık bize pek hitap etmemeye başladı maalesef. Bu sebeple geçen sene Mothercare'in oyuncak bölümünden en son aldığımız oyuncak 'Count and Colour Tower' . Yaklaşık 1 senedir o kadar severek oynuyoruz ki burada sizinle paylaşmasam olmazdı.


Oyun 4-8 yaş aralığı için. 2-4 oyuncu arasında oynanabiliyor. Oyunun tüm malzemeleri tahtadan yapılmış. Oyunun oynanışı şu şekilde: 2 adet zarımız var. Zarlardan biri sayı zarı, diğeri renk zarı. 1 den 5 e kadar gittikçe daralan ve yükselen 5 adet aynı renk ve toplamda 5 renk 25 adet silindir var. Birinci oyuncu her iki zarı aynı anda atıyor. Örneğin attığında sarı 4 gelsin. birinci oyuncu sarı 4'ü taşların arasından buluyor ve kulesini dikmeye başlıyor. Oyun bu şekilde devam ediyor. Ta ki ilk kimin kulesi devrilirse o oyunu kaybediyor ve oyun yeniden başlıyor. Oyun bu şekilde istenildiği kadar oynanabiliyor. Oyunun faydaları arasında renk-sayı koordinasyonu öğrenme, direktiflere uyma, dizdiğin taşları dengede tutma vs sayılabilir. Ayrıca oyun heyecanlı ilerliyor ve çok eğlenceli.

Aşağıda bir oyun esnasında çekmiş olduğum fotoğraflarda Demir'in heyecanını ve mutluluğunu görebilirsiniz.










Oyun dolu güzel günler sizinle olsun....






Okul Öncesi Evde Eğlenerek Bitirdiğimiz Aktivite Kitapları

Herkese Merhaba,

Demir artık 5,5 yaşına yaklaştı. Bu yılda ana okuluna devam etmesi kararı aldık.
Geçen yıl yani 4-5 yaş aralığında evde hafta sonları ve bazı akşamlar severek çalıştığımız, destek okul öncesi kitaplarımızın resimleri aşağıda. Demir en çok çıkartmalı olanları sevdi. Bende bundan faydalanarak arada çıkartma, arada sayı etkinliği sıralamasıyla yaptırdım ki hem tek tip kitaplarımız bir kerede bitmesin hem de diğerlerini yaparken sıkılmasın.








Yukarıdaki kitaplar sadece resmini çekmiş olduklarım. Yaş aralığına göre arada bitirip geri dönüşüme yolladığımız 5-6 kitabımız daha oldu bu tür kitaplardan. Bu sene daha disiplinli olarak evde onu sıkmadan uygulamalarıma devam etmek istiyorum. Hem oğlumla kaliteli zaman geçirmek adına hem de okula yönelik yaptığımız bu tür aktivite kitapları çocukların dikkatini toplaması ve faydalı şeyler öğrenmesi açısından önemli diye düşünüyorum.
Sizde internetten okul öncesi etkinlik kitapları diye aratıp bir çok yayın evinin değişik kitaplarını bulabilirsiniz.
Bu sene için almayı planladığım etkinlik kitaplarını da aldığımda ve yapmaya başladığımızda yorumlarımı sizinle paylaşıyor olacağım.

Şimdilik sevgi ve barış dolu günler dilerim...


Kitap Yorumu – Kırmızı Pazartesi, Gabriel Garcia Marquez





Herkese Merhaba,

Gabriel Garcia Marquez’in 7. Kitabı olan Kırmızı Pazartesi kitabı yazarın diğer kitapları gibi dolu dolu… Zaten yazarın bu kısacık kitap ile ödül almış olması kitabın harikalığı hakkında ipucu veriyor bizlere de. Kitabı elime aldıktan birkaç saat sonra bitirdim. Ve gerçekten kanım dondu. Neden mi? Önce konusundan bahsedeyim biraz isterseniz…

Kolombiya’nın bir sahil kasabasında az sonra gerçekleşecek olan cinayeti herkes biliyor fakat sanki insanlar derin bir uykuda gibi kimse bir şey yapmıyor. İşlenen cinayetin sebebi ise günümüzde de ülkemizde en çok işlenen cinayet sebeplerinden biri olan namus meselesi…

Okuduğum kitapların konusu hakkında çok fazla spoiler vermeyi sevmiyorum. Kitabın kurgusu, yazım dili, olayın örgüsü her zamanki gibi harika. 2014 yılında kaybettiğimiz usta yazar bu kitabıyla bütün ödülleri hak etmiş gerçekten. Okumadıysanız eğer kesinlikle alın ve okuyun…


Sevgi ve sağlıcakla kalın…

Yeni Nesil Büyükler İçin Boyama Kitapları Terapi Yerine Geçiyor!!!

Merhaba,


Daha önce Mandala ile ilgili detaylı bir yazı yazmış ve o aralar boyadığım resmide eklemiştim yazıma. Okumak için buraya tıklayabilirsiniz.

Aradan çok uzun zaman geçmeden piyasada inanılmaz farklı şekillerde büyükler için boyama kitapları adı altında kitaplar görülmeye başlandı.

Günümüzde gerçekten insanlar inanılmaz derecede stres yüklüler. Bunun etkenleri de geçim derdi, büyük şehirlerdeki trafik, insan fazlalığı, çeşitli hastalıklar vs. İnsanlarımızdaki bu hayat yorgunluğu, dünya ağrısı, tükenmişlik sendromu vs çağımızın en büyük sorunlarından. Tabi ki de bunu fırsat bilerek piyasaya sürülen bu tür stres azaltıcı aktiviteler de haliyle çok ilgi gördü ülkemizde de.
Ben uzunca bir süre almadım bu tür kitaplardan çünkü elimde daha önce boyamak üzere baskı aldığım birçok mandala örneği vardı. Bunları yavaş yavaş tüketince ben de bu furyaya kapılanlar arasında yerimi aldım.




Resimde gördüğünüz kitabı almamın sebebi ise bir boyama kitabından çok mandala kitabı içerikli olması. Biliyorsunuz serbest boyamadan mandalaların farkı belirli kurallara göre boyanmaları. Bu şekilde olunca boyamaya kendimi daha çok verebiliyorum ve dikkatimi daha çok topluyorum.
Bir gün tatilde sabahın ilk ışıkları ile uyandığımda boyama yapmaya başladım ve bir süre sonra uykusunu almış olacak ki Demir’de uyandı. Ve tabi hemen boyama kitabımı elimden alarak kendi boyamaya başladı. Uzunca bir sürede oyalandı boyamayla. Her ne kadar mandalanın kurallarına göre boyamasını söylesem de kurallara karşı olan oğlum kendi bildiği gibi boyamada ısrar edince bende kendi haline bırakıp aldım elime kitabımı okudumJ

Çocuklar açısından da eğlenceli bir aktivite olabilir bu tür kitaplar.




Benden tavsiye…
Sevgi ve sağlıcakla kalın… 

Yakında Yeniden...


trilye




Herkese Merhaba,

Yaklaşık 3 aydır canım bloğuma hiç bir şey yazmıyorum. Biriktim, doldum, taşıyorum...
Yakında, çok yakında yeniden yazılarımla burada olacağım..
Zaman zaman geçmişe dönüp, zaman zaman güncel kalacağım..

Şimdilik her zamanki gibi sevgi ve sağlıcakla kalın...

Tübitak Nokta Birleştirmece Kitapları ile Sayıları Öğrenme

nokta birleştirmece

Herkese Merhaba,

Oğlumun okulunda (5 yaş-anasınıfında) bu günlerde ağırlıklı olarak sayıları öğreniyorlar. Bende sayıları nasıl eğlenceli şekilde öğretebilirim diye araştırmak yaparken Tübitak Yayınları’nın bu güzel Nokta Birleştirmece kitaplarına denk geldim internette. 3 yaş ve üzeri için uygunmuş kitap. Ayrıca kitabın Uzay, dinazorlar vs gibi çocukların ilgi alanlarına yönelik olan türleri de var. 




Biz 10 a kadar sayıları yazıp tanıyabiliyoruz ama 10 luk sisteme geçtiğinde zorlanıyorduk ve her şey çorba oluyordu J Ama bu kitaptaki nokta birleştirmece alıştırmalarını yaptıkça 40 ‘a kadar neredeyse tüm sayıları tanıyabiliyor artık. Ben hem dinazor hem de uzay temalı olanından almıştım ve kısa sürede çok eğlenerek bitirdik 2 kitabı da.

Eğer sizde çocuğum hem eğlensin hem de sayıları öğrensin derseniz (hazır yaz da geliyorken) bu tür kitaplar gerçekten çok faydalı. Ben bizim oradaki bir kitapçıdan tanesini 5 lira gibi bir fiyata almıştım ama siz hem kitapçılarda hem de internette ortalama bu fiyatlara bulabilirsiniz. Ayrıca sadece Tübitak Yayınlarının değil farklı yayın evlerinin de basılmış bu tür kitapları mevcut.

Sevgi ve Sağlıcakla Kalın…







Kitap Yorumu – Dünya Ağrısı, Ayfer Tunç

Dünya Ağrısı

Herkese Merhaba,

Hemen hemen herkesin yüreğinde en az bir tane ‘Dünya Ağrısı’ çektiği günümüzde, kitabın ismine kapılıp aldığım ve şubat ayında okuduğum 6. Kitap olarak beni onurlandıran kitaptır kendisi.

İlk kez bir Ayfer Tunç kitabı okuyan ben yazarın diline, anlatım tarzına, anlatmak istediğini aktarış biçimine hayran kaldım. Neden daha önce hiçbir kitabını okumadım ki diyerek kendime kızdım durdum. Diğer tüm kitapları şu anda alınacaklar listemde ve kendi yaptığım satın alma sıralamama göre sepetime ekleniyorlar dönem dönem J

Kitabın konusuna dönecek olursak; konu ülkemizde ıssız ve unutulmuş bir şehirde geçiyor. Bu şehirde var olan eski bir otelin sahibi Mürşit, otele kısılmış kalmış, geçmişinde yaşadığı bir olay yüzünden yaşayan ölü şeklinde gezen ve dünyadaki sayılı günlerini bitirmeyi bekleyen 2 çocuklu evli bir aile babası. Ama yüreğindeki geçmişe dayalı ‘Dünya Ağrısı’ o kadar büyük ve derin ki bazen nefes bile almakta zorlanıyor. Bu haline üzülen ailesi için de acısı ağrısı katlanıyor. Sonra şehre bir ‘madenci’ geliyor. Madenci de Mürşit gibi geçmişinde yaşadığı bir olaydan dolayı muzdarip. Dert ortağı oluyorlar birbirlerine. İlk başta sırlarını açmasalar da kitabın sonuna doğru film kopuyor.

Bu şehir, Mürşit, otel, ailesi ile olan durumlar, Mürşit’in madenci ile geçirdiği vakitler… Kitaptaki her şey o kadar güzel anlatılmış ki sanki yanı başımda dönen bir film var ve ben seyrediyorum hissine kapıldım. Mürşit kitabımızın ana kahramanı ve siz siz olun sakın ha Mürşit’i çok benimsemeyin benim gibi. Zira O acı çektikçe ben kahroldum…

Ama kitap tamamen dram olsun diye yazılmamış bunu da belirtmeliyim. Kitabın sonunda madencinin ve Mürşit’in bu kadar acı çekmelerinin sebebi o kadar toplumsal kanayan yaralarımızdan ki bu kadar yüreğinde acısını duyarak nasıl yazdı yazar bu kitabı şaşırıp kalıyorsunuz.

Sevgili Ayfer Tunç kaleminize, yüreğinize, aklınıza sağlık…

Tavsiyem ise okumadıysanız ve hala tereddütleriniz varsa sakın durmayın. Hemen alın ve okuyun bu güzel kitabı…

Kitapta en çok içime dokunan söz:

“Hayat, kayaç katmanları gibi parçalarına ayrılan değersiz bir kütledir. “

Hayat yorgunluğu ise hiç bu kadar güzel ifade edilmemiştir herhalde;

“Mürşit onları izlerken gözlerinin ve dudaklarının uçlarının aşağıya baktığını düşündü, hayatın bu adamları yere çektiğini. İnsanın yaşlandıkça kısalmasının nedeni bu, kemiklerin kısalmasıyla ilgisi yok, yerçekimi denen şey dünyanın yorgunluğu aslında, bizi yere çeken şey dinmeyen bu yorgunluk. “


Sevgi ve Sağlıcakla Kalın...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...