Herkese Merhaba,
Ocak ayını 6 kitap okuyarak bitirdim ve şubata da 'Varlık ve Piçlik' kitabı
ile başladım. Şubatın 10 'u ve bu ayın 4. kitabını okuyorum. Bu hızla gidersem
yıl sonu okuma hedefime ulaşacağım gibi:)
Şubatın başında Bursa'ya oğlumun yanına giderken başladım bu kitaba. Daha
ilk sayfasından çok sevdim. Sebebi de o kadar toplumsal ve o kadar içimizden
bir karakteri anlatıyordu ki içim ısındı ve yadırgamadım diyelim.
Kitapta Derman isminde geceleri radyo sunuculuğu yapan kahramanımızın
"varlığını piçlik ile anlamlandırması" anlatılıyor. Buradaki 'piç'
sözcüğü ile yazar hem Derman'ın çocukluğundan beri gelen kopuk baba-çocuk ilişkisine hem de bunalım halinde olsa bile tabiri caiz ise zaman zaman yaptığı fırlamalıklarına gönderme yapıyor bence. Kitapta da aşağıda resmini göreceğiniz konuşma geçiyor;
İntihar edip hastahaneye kaldırıldığı zaman psikolog ile
görüşmelerinde konuşmak istemiyor. Psikolog konuşmaları sırasında duygusal
durumunu tanımlamasını istiyor ve o;
"Topluma yabancı, köklerini kaybetmiş, temelini yitirmiş, mutsuz, huzursuz,
kaygılı ve hep bulantı içinde." diye tanımlıyor. Bulantının sebebini
sorduğunda ise; "Anlamsız bir varlık olmanın bulantısı. Kusasım var."
diyor.
Bunun üzerine psikolog; "Hemşireler gayet şakacı olduğunu
aktardılar" dediğinde ise verdiği cevap ;
"Varlığıma piçlikle anlam kazandırıyorum" oluyor.
Günümüzde 'yaşayıp giden' ve sürekli bir bulantı içinde olan insan
yığınları birer tüketim canavarına dönüşmüştür ve var olma sebeplerini hatta
dönem dönem varlıklarını anlamlandıran ögeleri bile unutmuştur. Bunalım, bulantı hali toplumumuzda günümüz yaşam şartları sebebi ile büyük bir kısmı etkilemektedir. İşte Derman'ın
hayatı da severek gittiği ve kendi gibi insanların olduğu Kaplan Bar ve evi
arasında, bazen de radyodaki işine giderek bunalım ve bulantı hali içinde sürüp gitmektedir.
Bu sırada 'Peri' isminde bir kızla tanışır ve ona deli gibi aşık olur ancak hala düşünürüm bu kız gerçekte var
mıdır yoksa Derman'ın hayata tutunma mücadelesinde zihninin ona oynadığı bir
oyun mudur? Çünkü Derman aynı zamanda evlidir ve çocuğu olmaması gerekirken (sağlık sebebi ile), karısı hamiledir ve ikiz çocukları olacaktır.
Kitap satır araları iyice okunması gereken, özellikle satır aralarına
gizlenmiş göndermeleri, içi dolu ağır cümleleri iyice tartmamız ve düşünmemiz
gereken bir roman olmuş.
Ben kesinlikle okunması gereken bir kitap diyorum. Hatta ilk kez Hakan
Akdoğan'ın bir kitabını okuduğumdan mutlaka diğer kitaplarını da en kısa sürede
alıp okumayı düşünüyorum.
Siz hiç bir 'Hakan Akdoğan' kitabı okudunuz mu? Özellikle tavsiye ettiğiniz bir kitabı varsa mutlulukla tavsiyelerinizi alabilirim.
Sevgi ve Sağlıcakla Kalın...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder